Trump: Bir Amerikan Rüyası | Belgesel Öneri ve İncelemesi #3
2018 yılında Netflix platformu üzerinden yayınlanan Trump: Bir Amerikan Rüyası (İngilizce Trump: An American Dream), 4 bölümden oluşan mini bir belgesel serisi. Her bölüm yaklaşık 50 dakika ile 1 saat aralığında olup izleme hızınıza göre değişmekle birlikte birkaç gün içerisinde bitirilebilir. İlk bölüm ”Manhattan” bizi 1975 yılının New York’una götürüyor. Yani, Donald Trump’ın gayrimenkul sektörüne yeni adım attığı yıllar ile başlıyor. Bu dönemde geliştirdiği ve tamamladığı ilk projesi olan Commodore Hotel’in yenilenmesi ile giriş yaptığı iş dünyasında daha sonrasında tamamladığı diğer projelerine yer veriliyor.
Bu dönemde geliştirdiği ilk projesinin ardından, henüz ismi tam olarak herkes tarafından duyulmamışken, Trump kendi ismini taşıyacak bir projeye imza atmak istiyor ve Trump Tower olarak bilinen 58 katlı binayı Manhattan’ın merkezinde tamamlıyor. Bu projeyi tamamlaması, medya tarafından daha çok bilinir olmasına yardımcı oluyor. Belgesel yalnızca bir anlatıcı tarafından değil, inşaatlarda çalışmış ustaların, Trump’ın politikalarına karşı çıkmış kişilerin ve şirketinde görev almış farklı çalışanların röportajlarıyla ilerliyor. Trump’ın farklı projelerle ismini duyurmaya devam etmesi sonucunda popülerliğinin artması ve geliştirdiği projeler sonucunda dönemin New York Belediye Başkanı’ndan vergi muafiyeti talep etmesi ile siyasi ilişkilerine de bu bölümde geniş bir yer verilmiş.
İkinci bölüm, ”The Gambler (Kumarbaz)” ismini Trump’ın kumar sektörüne giriş yapmasından alıyor. Donald Trump geliştirdiği ve hayata geçirdiği popüler projelerden, sonra gözünü Atlantic City’e dikmiştir. Atlantic City’de yer edinmek isteyen Trump, öncelikle 1984 yılında Trump Plaza‘yı açarak kumar sektörüne giriş yaptı. Sektördeki kârlılığı gören Trump, hemen ardından 1985 yılında Trump Castle‘ı açarak sektördeki yerini sağlamlaştırdı. Bununla da yetinmeyerek 1990 yılında 1 milyar dolar tutarında bir maliyetle Trump Taj Mahal projesini hayata geçirdi. Şatafatlı açılışlar ile projelerini tanıtan ve boks müsabakaları gibi çeşitli etkinlikler düzenleyerek, ünlüler ve halk arasında tanınırlığını günden günde artırıyordu.
Bu dönemde ABD ekonomisinde yaşanan durgunluk, Trump’ın alıştığı lüks hayat ve yapmış olduğu büyük harcamalar onu mali açıdan zorlamaya başlamıştır. Şirketleri finansal olarak zorlu zamanlardan geçmeye başlamış, borçları katlanarak artmış ve 3.5 milyar dolar seviyesine kadar gelmişti. Trump’ın işleri yolunda gitmiyordu ve kurmuş olduğu emlak imparatorluğu sallantıya girmişti. Ekonomik zorluklar yaşamasının yanı sıra evliliğinde yaşadığı problemlerle de gündeme gelen Trump, eşi Ivana’dan boşandı ve ismi farklı kadınlarla birlikte anılmaya başlandı.
Boşanma haberi sonucunda gündemden uzun bir süre inmeyen Trump, projeleriyle ve başarılarıyla adından bahsettiren bir iş insanı olmaktan çıkıp, çapkınlığıyla bilinir bir kişi haline gelmişti. Bu dönemde Trump, birçok varlığını kaybetti. Taj Mahal’i borçlarının bir kısmına karşılık elden çıkarttı, otelini sattı ve özel yatını satılığa çıkarttı. Finansal açıdan rahatlamak ve düzlüğe çıkabilmeyi ise şirketini Amerikan Borsası’nda halka arz etmekte buldu. Bu sayede, borçlarının bir kısmını kapatarak finansal açıdan biraz olsun düzlüğe çıkabilmeyi başardı. Üçüncü bölüm ”Yurttaş Trump”, Trump’ın hayatının dağılmaya başladığı bu dönemi konu ediniyor.
Bu bölüme ”Yurttaş Trump” isminin verilmesi ise 1941 yılı yapımlı Yurttaş Kane filminden geliyor. Kane, dev bir medya imparatorluğu kurmuş, son derece zengin ve güçlü bir adamdır, ancak hayatının sonunda yalnız ve mutsuz bir şekilde ölmüştür. Film, büyük güce ve servete sahip olmanın kişisel mutluluğu garanti etmediğini ve hatta insanı izole edebileceğini gösterir. Kane’in hayatı, güç ve servet peşinde koşarken insani ilişkilerinin ve mutluluğunun nasıl zayıfladığını gösterir. Üçüncü bölümde Trump’ın hayatında yaşanan gelişmeler ise Kane’in hayatı ile paralellik göstermektedir. Bu yüzden Trump, Kane ile ilişkilendirilmektedir. Trump, bölümün başında evlilik ve ilişki konusunda tavsiyeler verirken, bölümün sonunda kendisinden evlilik tavsiyesi alınmasından emin olmadığını söyler.
Son bölüm ”Politika” ise Trump’ın siyasete adım atmasından itibaren ABD başkanı adaylığına kadar olan süreci işliyor. 2000 yılında ABD başkanlığına adaylığı konuşulan fakat aday olmayan Trump, seneler içerisinde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte halk arasında popülerliğini gittikçe artırmıştı. Yapmış olduğu TV programı, sosyal medyanın gelişmesi ve siyasi açıklamaları adından oldukça söz ettirmiş ve gündeme yer edinmişti. ABD başkanlığına aday olması hakkında sorulan sorulara: ”Kazanacağımdan emin olursam aday olurum.” diyerek cevap veren Trump, bunun sonucunda ”doğru zaman” olduğunu düşünerek 2016 yılında gerçekleşen ABD başkanlığına aday olur.
Geçtiğimiz günlerde sitemizde paylaştığımız içeriğimizde, Donald Trump babası Fred Trump’ın kurmuş olduğu emlak şirketini devralmasının ardından bu şirketi bir emlak imparatorluğu haline getirmesini, milyarlarca dolar servete sahip olmasını ve ABD başkanı seçilmesine kadar ilerleyen hayat hikayesini ele almıştık. Özellikle, birçok Amerikalının gözünde idol olarak görünen, büyük işler başarmış ve bir o kadar da büyük eleştirilere maruz kalmış Donald Trump’ın hayat hikayesini konu edinen bu belgesel, yine sitemizde paylaştığımız Netflix Üzerinden İzleyebileceğiniz Ekonomi ve Finans Alanında 20 Belgesel isimli bir başka içeriğimizdeki listede de yer almaktaydı. Ayrıca, daha fazla öneri ve inceleme için sitemizin belgesel bölümünü takip edebilirsiniz.