Senyoraj Nedir? Para Basmanın Devletlere Sağladığı Gelir ve Tarihi
Senyoraj, bir devletin para basma yetkisinden elde ettiği kazancı ifade eden bir terimdir. Bu gelir, paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı olan değer arasındaki farktan doğar. Örneğin, 100 TL değerinde bir banknotun basımı 1 TL’ye mâl oluyorsa, devlet bu işlemden 99 TL senyoraj geliri elde eder. Tarihsel açıdan, senyoraj uygulamaları antik dönemlerden beri süregelmiştir. Roma İmparatorluğu ve Orta Çağ Avrupa’sında hükümdarlar, para basımından kâr sağlamışlardır.
“Senyoraj” kelimesi, kökenini Fransızca “seigneuriage” kelimesinden alır. Bu terim, Orta Çağ’da toprak sahibi feodal beyler anlamına gelen “seigneur” kelimesine dayanır. Feodal sistemin hâkim olduğu bu dönemde, ekonomik ve siyasi güç toprak sahiplerinin elindeydi. “Senyör” adı verilen bu kişiler, yönettikleri bölgelerde halktan vergi toplar ve elde ettikleri gelirle yaşamlarını sürdürürlerdi.
Orta Çağ’da para basma yetkisi genellikle yerel yönetimler ya da senyörlerin elindeydi. Bu durum, onlara önemli bir ekonomik avantaj sağlıyordu. Her senyör, bastığı paranın üzerine kendi mührünü ekler ve bu parayı yerel ticarette dolaşıma sokardı. O dönem paralar, genellikle altın, gümüş veya bakır gibi değerli metallerden üretilirdi. Paranın üzerinde yazılı olan değer, genellikle içerdiği metalin değerinden daha fazlaydı. Örneğin, bir altın sikke 5 birim değerinde sayılıyor ancak üretimi 3 birime mal oluyorsa, senyör bu işlemden 2 birim kazanç elde ediyordu.
Modern dönemde senyoraj, merkez bankalarının hem fiziksel para basma hem de dijital para yaratma sürecinden gelir sağlar. Günümüzde, banknotların üretim maliyeti oldukça düşüktür. Örneğin, 100 TL’lik bir banknotun basımı yalnızca birkaç liraya mâl olabilir, ancak piyasadaki değeri 100 TL’dir. Bu fark, senyoraj gelirinin kaynağıdır.
Bu gelir öncelikle merkez bankasında toplanır ve operasyonel masrafları karşılamak için kullanılır. Merkez bankaları, bu gelirlerin bir kısmını Hazine’ye aktarır. Aktarılan bu tutar, devletin bütçesine eklenerek kamu harcamalarında kullanılabilir. Örneğin, altyapı projeleri, eğitim ve sağlık gibi toplumsal hizmetlerin finansmanında bu kaynak önemli bir rol oynar.