Ekonomi

Borsa İstanbul (BIST): Tarihi Gelişim ve Türkiye Ekonomisindeki Önemi

Dersaadet Tahvilat Borsası

Borsa İstanbul’un kökleri, 1873 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan Dersaadet Tahvilat Borsası‘na kadar uzanır. Bu borsa, Osmanlı döneminde tahvil ve bono ticaretini düzenlemek amacıyla İstanbul’da kurulan ilk resmi finans piyasasıdır. Kuruluş amacı, devletin ve özel sektörün borçlanma ihtiyaçlarını karşılayacak bir piyasa yaratmaktı.

Dersaadet Tahvilat Borsası’nın ilk başkanı (komiseri) Abidin Paşa‘dır. Kendisi aynı zamanda dönemin önde gelen ekonomistlerinden biriydi. Abidin Paşa, 1874 yılında “Konsolidenin Hava Oyunlarıyla Sair Muamelat Hakkında Müstakrazat-ı Maliyyeye Dair Risale” adlı bir kitap kaleme almıştır. Bu kitap, Prof. Dr. Celali Yılmaz tarafından Türkçe’ye çevrilerek Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından 2018 yılında “Borsa Risalesi: Hava Oyunları” ismiyle yayınlandı. Kitap, dönemin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ekonomik koşullarını ve özellikle de Dersaadet Tahvilat Borsası’ndaki işlemleri konu almaktadır.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye’de borsa, yeni bir döneme girdi. Dersaadet Tahvilat Borsası, 1929 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) adını aldı ve Türk ekonomisinin gelişimine paralel olarak büyümeye ve gelişmeye başladı. 1930’larda, devlet bankalarının kurulması ve bankacılık sektörünün geliştirilmesi için önemli adımlar atıldı. Türkiye İş Bankası gibi özel bankalar da bu dönemde faaliyetlerini genişletti.

1950 ile 1980 arasındaki dönemde, ekonomide liberal politikaların benimsenmesiyle birlikte, özel sektör yatırımları arttı ve sanayi gelişti. Ancak, organize bir menkul kıymetler borsasının kurulması için gerekli altyapı henüz oluşturulmamıştı. Ekonomik dalgalanmalar ve siyasi istikrarsızlıklar, finansal piyasaların gelişimini olumsuz etkiledi. Ancak, sermaye piyasalarının düzenlenmesi ve denetlenmesi gerekliliği daha fazla hissedildi.

Türkiye’de organize bir menkul kıymetler borsasının kurulması için en önemli adım, 1981 yılında çıkarılan Sermaye Piyasası Kanunu ile atıldı. Bu kanun, sermaye piyasalarının düzenlenmesi ve denetlenmesi için gerekli yasal çerçeveyi oluşturdu. 1985 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) kuruldu. İMKB, 3 Ocak 1986 tarihinde faaliyete geçti. Kuruluşuyla birlikte, hisse senetleri ve diğer menkul kıymetlerin organize bir piyasada işlem görmesi sağlandı. Bu dönemde, borsa işlemleri manuel olarak gerçekleştiriliyordu ve teknolojik altyapı sınırlıydı.

1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik krizlere rağmen İMKB, Türk sermaye piyasalarının merkezi olmayı sürdürdü. 1993 yılında, İMKB’de elektronik işlem sistemi devreye alındı. Bu sistem, işlemlerin daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağladı. Elektronik işlem sisteminin devreye girmesi, borsanın işlem hacmini artırdı ve piyasa derinliğini geliştirdi.

Elektronik işlemler devreye alınmadan önce uygulanan ”tahta sistemi”ne ait İMKB’den bir görsel. Kaynak: www.finansgundem.com

İMKB’de elektronik işlemler 1990’lı yıllarda başlamıştır. Ancak öncesinde, işlemler “tahta sistemi” adı verilen bir yöntemle gerçekleştiriliyordu. Bu sistemde, borsa salonunda bulunan büyük bir tahta üzerinde her hisse senedinin adı ve fiyatı yazılırdı. Alım satım yapmak isteyen yatırımcılar, aracı kurumları vasıtasıyla emirlerini iletirlerdi. Aracı kurum çalışanları da bu emirleri tahta üzerindeki fiyatlarla eşleştirmeye çalışırlardı. Bu süreç oldukça yavaş ve karmaşıktı.

İMKB, ilk olarak Cağaloğlu’ndaki Ziraat Bankası’nın 2. ve 3. katında faaliyetine başlamış olup, Karaköy’deki Eren Han’da faaliyetlerine devam etmiştir. Yaşanan gelişmeler neticesinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın faaliyetlerini devam ettirebilmesi için daha farklı bir yer ihtiyacı doğmuştur. Bunun üzerine, Turizm Bankası’nın (TURBAN) binası 1991 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na devredilmiştir.

2000’li yıllar, İMKB’nin teknolojik ilerlemeler ve kurumsal dönüşüm dönemidir. Bu dönemde, Kırgız Borsası’nın sermayesine %27,4, Bakü Borsası’na %5,26 iştirak oranı ile ortak olundu. Aynı zamanda, borsa işlemleri daha modern ve etkili bir hale geldi. İMKB, elektronik işlem sistemlerini yeniledi ve daha ileri teknolojiler kullanmaya başladı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda yaşanan teknolojik gelişmeler, borsayı modern ve erişilebilir bir hale getirdi. Elektronik işlemler, tahta sistemine göre çok daha hızlı, verimli, şeffaf ve düşük maliyetli bir ortam sağladı. Bu durum, hem yatırımcılar hem de piyasa için olumlu sonuçlar doğurdu.

İstanbul’un Sarıyer ilçesinde yer alan Borsa İstanbul Grubu’nun yerleşkesi

2010’lu yıllar, İMKB’nin daha geniş bir dönüşüm sürecine girdiği dönem olarak dikkat çekmektedir. 2013 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), İstanbul Altın Borsası (İAB) ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) ile birleşerek Borsa İstanbul (BIST) adını almıştır. Bu birleşme, Türkiye’nin sermaye piyasalarının tek bir çatı altında toplanmasını sağlayarak piyasa derinliğini artırmış ve işlemlerin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamıştır. Borsa İstanbul, 2013 yılında “Yatırıma Değer!” sloganıyla yeni bir döneme başladı.

Borsa İstanbul’un yeni logosu

Bu birleşme ve yeniden yapılandırma sürecinde, Borsa İstanbul’un logosu da değiştirilmiştir. Yeni logo, modern ve küresel bir borsa imajını yansıtmak amacıyla tasarlanmıştır.

Borsa İstanbul’un yeni logosuna ait bilgilendirme görselde yer almaktadır. Kaynak: www.borsaistanbul.com

Borsa İstanbul, kuruluşundan bu yana önemli gelişmelere sahne oldu. 2013 yılında, Karadağ Borsası’nın sermayesine %24,38 iştirak oranı ile ortak olundu. Aynı dönemde, Nasdaq OMX ile stratejik işbirliği anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, Borsa İstanbul’un teknolojik altyapısını güçlendirmeyi ve uluslararası piyasalara daha entegre hale gelmesini amaçladı.

2015 yılında, Borsa İstanbul, BISTECH projesi kapsamında yeni işlem platformunu devreye soktu. Bu platform, Nasdaq teknolojisiyle uyumlu olarak çalışmakta ve işlem kapasitesini artırmaktadır. Aynı yıl, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for Reconstruction and Development (EBRD)) ile stratejik ortaklık anlaşması imzalandı.

2017 yılında, Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK), Borsa İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bulunan yerleşkesine taşındı. Bu sayede, kuruluşunun 143. yıl dönümünde Borsa İstanbul Grubu açılışı resmi olarak gerçekleştirildi. Yine aynı yıl içerisinde, BIST 100 endeksi tarihinde ilk kez 100.000 puan seviyesini aştı. Bu dönemde borsadaki olumlu hava ve yabancı yatırımcıların ilgisi, endeksin rekor seviyelere ulaşmasında etkili oldu.

Başlangıçta, Borsa İstanbul’un en büyük hissedarı Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi idi ve devlet borsanın tek sahibi konumundaydı. Ancak, devletin hisseleri zaman içinde çeşitli stratejik ve finansal düzenlemelerle değişime uğradı. 2016 yılında Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) kurulmasıyla birlikte, devletin bazı varlıklarının bu fona devredilmesi süreci başladı. Bu süreçte, Borsa İstanbul’daki devlet hisseleri de TVF’ye devredildi. Türkiye Varlık Fonu, 2017 yılında Borsa İstanbul’un en büyük hissedarı haline geldi. Bu devirle birlikte, Borsa İstanbul’un yönetiminde ve stratejik kararlarında TVF’nin etkisi arttı.

2019 yılında, Türkiye Varlık Fonu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na (EBRD) ait %10 oranındaki payı satın alarak Borsa İstanbul’daki ortaklık oranını %90,6’ya çıkardı. 26 Kasım 2020 tarihinde bu hisseler, Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) sahip olduğu paylardan, Katar Yatırım Otoritesi’ne (Qatar Investment Authority (QIA)) devredildi. Devir işlemi öncesinde TVF, Borsa İstanbul’un %90,6’lık hissesine sahipti. Bu devir işlemi sonrasında ise TVF’nin payı %80,6’ya düştü. 2020 yılında, BIST endekslerinde iki sıfır atılarak daha kolay anlaşılabilir ve işlem yapılabilir bir yapıya geçildi. Bu değişiklik, yatırımcıların daha rahat işlem yapmasına olanak sağladı.

Geçtiğimiz 2023 yılında, Borsa İstanbul’un kuruluşunun 150. yıl dönümü kutlandı. Törene birçok devlet yöneticisi katıldı.
Borsa İstanbul’un 150. yıl dönümü için Darphane tarafından basılan hatıra para

Dersaadet Tahvilat Borsası’ndan günümüze uzanan 150 yılı aşkın süreçte, Borsa İstanbul’un geçirdiği evrim, Türkiye’nin ekonomik ve finansal yapısındaki köklü değişimleri yansıtmaktadır. İlk kuruluş yıllarında sadece devlet tahvilleri ve sınırlı sayıda hisse senedinin işlem gördüğü borsa, bugün dünya çapında tanınan ve birçok farklı finansal enstrümanın işlem gördüğü bir platforma dönüşmüştür.

Teknolojik altyapının güçlendirilmesi, uluslararası ortaklıklar ve stratejik anlaşmalar, Borsa İstanbul’un küresel finans piyasalarında rekabet edebilirliğini artırmıştır. 2013 yılında Borsa İstanbul adıyla birleşen yapı, Nasdaq OMX ile yapılan işbirliği gibi adımlarla modern bir işlem platformuna kavuşmuş ve işlem hacimlerinde önemli artışlar sağlanmıştır.

Borsa İstanbul’un kuruluşundan bugüne kadar halka arz olan şirketlerin sayısındaki artış, bu gelişimin en belirgin göstergelerinden biridir. 1986 yılında 19 hisse senedi ile başlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB), bugün 655 şirkete ev sahipliği yaparak yatırımcılara geniş bir yelpazede yatırım fırsatları sunmaktadır. Bu süreçte, yatırımcı sayısındaki hızlı artış da dikkat çekicidir. Tahta sisteminden elektronik işlemlere, yerel bir borsadan uluslararası bir finans merkezine dönüşen Borsa İstanbul, bu süreçte yatırımcı sayısında da büyük bir artış yaşamıştır. Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan (MKK) alınan verilere göre, 2024 yılının ortasında 8 milyonun üzerinde Borsa İstanbul yatırımcısı bulunmaktadır. Yatırımcı tabanının genişlemesi, sermaye piyasalarının derinleşmesine ve Türkiye ekonomisinin büyümesine önemli katkılar sağlamıştır.

Borsa İstanbul’un bugünkü başarısı, tarihinden aldığı güç ve deneyimle şekillenmiştir. Geleceğe yönelik yenilikçi yaklaşımları ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığı ile Borsa İstanbul, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için cazip bir yatırım ortamı sunmaya devam etmektedir. Bu uzun ve başarılarla dolu yolculuk, Türkiye’nin sermaye piyasalarının geleceği için umut verici bir tablo çizmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu