Para ve İnsan İlişkisini En İyi Şekilde Ele Alan 16 Tiyatro Eseri
Para ve insan arasındaki ilişki hiç şüphesiz insanlığın eski zamanlarından günümüze kadar üzerine birçok farklı fikrin sunulduğu bir tartışma konusu olmuştur. İnsanın paraya yaklaşımının nasıl olması gerektiğine dair filozoflar tarafından farklı felsefi görüşler bildirilmiş, semavi dinlerin kutsal kitaplarında bu konu kendine çokça yer edinmiştir. Zenginliğe ve refaha ulaşan iş insanları ve girişimciler bu konu üstüne kitaplar yazmış, iş ve hayat tecrübelerini aktararak insanlara yol göstermeye çalışmıştır. Günlük yaşantımızda da bu konu üstüne oldukça sohbet ediyor ve fikir yürütüyoruz. Daha fazla para kazanmanın yarattığı hırsı ve parasal özgürlüğe ulaşınca insanın sahip olduğu gücü nasıl ve ne şekilde kullanabileceğine dair psikolojik ve eleştirel çözümlemeler yapan, insanın parayla olan ilişkisini biraz daha alışılmışın dışında olarak tiyatro oyunu şeklinde yer veren eserleri sizin için listeledik.
1. William Shakespeare – Atinalı Timon
Atinalı Timon, sahip olduğu servetini yakın çevresindeki insanlar için harcayan cömert bir insandır. Dostlarına sürekli hediyeler vererek onları mutlu etmeye çalışan Timon’un serveti günün birinde tükenmiştir ve dostlarından yardım istemiştir. Varlıklı biriyken yanında olan arkadaşları, elinde hiçbir şey kalmadığında Timon’un yanında olmamışlardır. Eser, paranın insan ilişkileri üzerindeki etkisini çarpıcı şekilde aktarıyor.
2. William Shakespeare – Venedik Taciri
Oyun, Venedikli tüccar Antonio ile Yahudi tefeci Shylock arasında geçmektedir. Gemi filosuna sahip olan Antonio, Shylock’tan borç para istemiştir. Shylock ona istediği borcu vermiş fakat zamanında geri ödeyemezse kalbine yakın bir bölgeden et parçası koparacağını söylemiştir. Antonio’nun gemileri geri dönememiş ve Shylock’a olan borcunu zamanında ödeyememiştir. Yahudi düşmanlığının hakim olduğu bu dönemde, farklı dinlere mensup bireyler arasında yaşanan nefrete tanık olurken, para hakkında önemli dersler alıyor ve para kazanma hırsının başka bir insanı canından dahi edebileceğini görüyoruz.
3. Bertolt Brecht – Sezuan’ın İyi İnsanı
Oyun, paranın insanın merkezinde yer alması sonucunda etik ve ahlaki değerlerin paraya göre belirlendiği bir dünyada ‘’iyi bir insan olabilmek mümkün müdür?’’ sorusuna cevap arıyor.
4. Arthur Miller – Bedel
1929 yılında Amerika’da yaşanan ekonomik buhran birçok insanı derinden etkilemiştir. Bedel, bu buhran sonucunda babaları iflas eden Victor ve Walter kardeşlerin boş bir apartmanda uzun zamandır dokunulmadan duran eşyalarını satma süreçlerini anlatıyor. Bu süreçte, birbirleriyle yüzleşen kavgalı kardeşler üzerinden ekonomik kazancın ve hırsın insanı bürüdüğü ruh halini gözler önüne seriyor.
5. Arthur Miller – Hepsi Oğlumdu
Joe Keller, ailesi için çok fazla para kazanmayı kendine amaç edinmiş bir babadır. II. Dünya Savaşı’nda Hava Kuvvetlerine bozuk uçak parçası satmıştır ve birçok uçağın düşerek pilotların hayatlarını kaybetmelerine sebebiyet vermiştir. Oğlu Larry’de savaşta düşen uçaklardan dolayı ölmüştür. Bunu öğrenen Joe, para kazanma hırsıyla çevresine verdiği zarar sonucunda kendisiyle yüzleşmektedir.
6. Moliere – Cimri
Harpagon, hayatı hep daha fazla para kazanmak üzerine kurulu çok cimri bir aile babasıdır. Paradan başka hiçbir değeri olmayan, çok zengin olduğu halde dahi evin masraflarını kısmaya ve çocuklarını zengin insanlarla evlendirmeye çalışmaktadır. Moliere, ana karakter Harpagon üzerinden dönemin burjuvasının para tutkusunu gözler önüne sererken, para temelli çarpıklaşmış ilişkileri eleştirir.
7. Moliere – Tartüf
Tartüf, dini konularda eğitim verme amacıyla dindar ve zengin bir adamın evine yerleşen sahtekarın hikayesini konu ediniyor. Maddi çıkarların dini konulara alet edilebildiğini gösteren oyun, dönemin ahlaki ve toplumsal yüzünü ortaya çıkartıyor.
8. Moliere – Kibarlık Budalası
Zengin ve burjuva sınıfında yer alan Mösyö Jourdain’in tek amacı asilzade olmaktır. Asilzade olmak için çabalayan Jourdain, eğitimler almaya başlar. Soylu sınıfına girmesi için ders veren eğitim hocaları, onu sömürmek için birbirleriyle yarışa girmişlerdir. Moliere bu oyununda, burjuva sınıfının girdiği yapmacık halleri ve asilzade kesimin kendini beğenmişliğini eleştirir.
9. Gogol – Evlenme – Kumarbazlar
İki farklı tiyatro oyunundan oluşan kitabın ilk kısmında yer alan ‘’Evlenme’’ oyununda, evlilik çağına gelmiş bir kızın karşısına toplumun farklı tabakalarından çıkan damat adaylarının düştükleri durumlar keyifli ve eleştirel bir şekilde aktarılırken, dönemin sosyal sınıfları arasındaki farklılıklara ve çatışmalara şahit oluyoruz. Para ve kazanma hırsının oluşturduğu kumar bağımlığını eleştirel ve mizahi bir şekilde ele alan ‘’Kumarbazlar’’ oyununda, bir kumarbazın başına neler gelebileceğinden habersiz yaşadıklarına tanık oluyoruz.
10. Turgenyev – Başkanın Ziyafeti – Parasızlık – Bekar
Kitap üç oyundan oluşmaktadır. Başkanın Ziyafeti’nde, asilzade iki kardeşe kalan mirasın paylaşılmasında yaşananları, Parasızlık’ta genç bir asilzadenin maddi sıkıntılarla boğuştuğu halde şehir hayatından vazgeçemeyişini, Bekâr’da evlilik hazırlığı yapan çiftin yaşadıkları süreç konu ediniyor. Turgenyev, oyunlarında sosyal ve toplumsal sorunlara değiniyor. Sınıfsal farklılıkları ve adil olmayan düzeni eleştirel biçimde kaleme alırken, mizahını da katarak okuyucuya keyifli biçimde aktarıyor.
11. Christopher Marlowe – Dr. Faustus
Daha fazla bilgiye sahip olmak, güç ve zenginlik elde etmek isteyen Doktor Faustus’un ruhunu şeytana satmasını konu alan oyun, Rönesans döneminde gelişen burjuva kesiminin hırslarını ve çelişkilerini gözler önüne serer.
12. Christopher Marlowe – Maltalı Yahudi
Osmanlı İmparatorluğu’nun Malta’yı işgali sırasında geçen oyun, Malta’ya göç eden Yahudiler arasında yer alan en önemli kişilerden Barabas’ın güç ve zenginlik elde etmek uğruna önünde hiçbir engel tanımadığı hikayesini konu ediyor. Shakespeare, içeriğimizin başında yer verdiğimiz ‘’Venedik Taciri’’ eserini bu oyundan etkilenerek yazmıştır.
13, 16. Anton Çehov – Üç Kız Kardeş, Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi
Benzer mekanlarda geçen ve birbirine yakın konuları ele alan bu dört farklı kitap, Çarlık Rusyası’nın çöküş döneminde yaşanan ekonomik ve sosyal değişikliklerin insan üstünde yarattığı etkiyi çarpıcı biçimde aktarıyor. Bu dönemde, burjuva hayatı yükselişe geçerken, aristokrat kesim önemini kaybetmeye başlamıştır. Bunun yanı sıra, Rusya’nın sanayileşmeye yönelik çabaları sonucunda da toplumda işçi ve kapitalist sınıf ayrımı belirginleşmiştir.
Üç Kız Kardeş’te, aristokrat bir aileden gelen üç kız kardeşin, değişen ekonomik koşullar sonucu düşüşe geçmeleriyle başlayan süreç ve bu süreçle başa çıkmaya çalışan kardeşlerin hikayesini konu ediyor.
Çehov, benzer bir konuyu Vişne Bahçesi’nde de ele almış, aristokrat bir ailenin değişen koşullardan dolayı ekonomik yönden güçsüz kalması sonucu sahip oldukları vişne bahçesinin satışı sürecinde yaşananlara yer vermiştir.
Martı’da, sanayileşme sonucu değişen koşulların küçük burjuvaların hayatlarında yarattığı bunalımlar anlatılmıştır.
Vanya Dayı, toplumda yaşanan değişim sonucu bir tarafta emeğinin hakkıyla kazanan ve kazandığı kadar harcayan Vanya ile çalışmayan, üretmeyen ve tüketmekten başka bir hayat ideali olmayan Profesör Serebriyakov’un çatışmasını konu ediyor.