Belgesel

MADOFF: Wall Street Canavarı | Belgesel Öneri ve İncelemesi #4

Madoff: The Monster of Wall Street belgeselinin afişi

2023 yılında Netflix platformu üzerinden yayınlanan ”Madoff: Wall Street Canavarı” (İngilizce Madoff: The Monster of Wall Street), 4 bölümden oluşan mini bir belgesel serisi. Her bölüm 1 saat civarında olup izleme hızınıza göre değişmekle birlikte birkaç gün içerisinde bitirilebilir. Belgesele ait fragman videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

”O Bir Yalancı, Fiyasko Değil” isimli ilk bölüm, Bernie Madoff’un hayatının erken döneminden başlayarak, kendi yatırım şirketini kurup, Amerikan borsalarının en büyük piyasa yapıcılarından birisi olmasını konu ediyor. Orta sınıf bir aileden gelen Madoff, çocukluğunun geçtiği New York’un Queens bölgesinde ilk, orta ve lise eğitimini tamamlar. Ortalama bir öğrenci olan Madoff, üniversiteyi bitirmesinin ardından lise aşkı Ruth Alpern ile evlenir ve kayınpederi Saul Alpern’in muhasebe şirketinde çalışmaya başlar. Aynı dönemde, kendi yatırım şirketini kurarak hisse senedi alım satım işlemleri yapmaya başlamıştır. Kayınpederinin bağlantılarından yararlanan Madoff, işlerini hızlı bir şekilde büyütür ve bir de yatırım danışmanlığı şirketi kurar. Bu iş, ona başkalarının parasını kullanabilme olanağı tanır.

Gençlik yıllarında Bernie Madoff

Wall Street‘e gözünü diken Madoff, 1970’li yıllarda burada bir ofis binasına yerleşerek, işini daha iyi boyutlarda ilerletmeyi hedefler. Bu dönemde, diğer şirketlerle rekabete girmeye başlamıştır. Bilgisayar teknolojilerini kullanarak hisse senedi alım satımını diğer şirketlerden daha hızlı gerçekleştirmeyi başaran Madoff, ismini finans sektöründe iyice duyurur hale gelmiştir. Şirketi hızla büyümeye devam ediyordu. Çalışan sayısının da giderek artmasıyla birlikte, 1980’li yılların sonunda prestijli bir binaya taşınan şirket, faaliyetlerine devam eder. İşlerin büyümesiyle birlikte Madoff’un stres seviyesi de artış göstermektedir.

Yatırımcılarına düzenli olarak sağlamış olduğu yüksek getiriler sonucunda dikkatleri çekmeye başlamıştır. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (Securities and Exchange Commission (SEC)) tarafından şirketine yönelik yapılan soruşturmaları, yardımcısı Frank Dipascali’nin hazırlamış olduğu sahte rapor sayesinde atlatmıştı. Madoff’un yatırım şirketi, yaptığı yatırımlardan dolayı aslında herhangi bir getiri elde etmiyordu. Gerçekte ise, bir ponzi sistemine sahipti. Belgeselin bu bölümünde, sitemizde daha önce biyografisine ve sistemin işleyişine yer verdiğimiz Charles Ponzi‘den sonra literatüre girmiş ponzi sistemine yer veriliyor. Yazımızda da bahsetmiş olduğumuz üzere, ponzi sistemi kısaca sisteme yeni giren kişinin kaynağıyla eski girenleri fonlamak üzerine kuruludur.

Frank Dipascali

Madoff’un işini yönetme biçimini diğer bölümlerde daha rahat anlamak üzerine, ilk bölüm oldukça önemli ve detaylı bilgiler içeriyor. Belgesel yalnızca bir anlatıcı tarafından değil, belgeselde geçen konular hakkında bilgilendirme yapan sektör profesyonelleri ve şirketinde görev almış farklı çalışanların röportajlarıyla ilerliyor. İkinci bölüm ”Sorma, Söyleme”, Bernie Madoff’un kurmuş olduğu ponzi sistemi içerisindeki şirketin operasyonlarının nasıl yürütüldüğünü konu ediyor. Karda yürüyüp izini belli etmemek için oldukça profesyonel bir biçimde yürütülen bu iş modeli, Madoff’un sağ kolu Frank Dipascali tarafından kurulmuştur.

5.000’den fazla müşterisi olan, büyük yatırım fonları ile anlaşmalar sağlayan Madoff’un bu işi ”legal” bir biçimde yürüttüğünü göstermesinin tek yolu ancak ve ancak kurgulanan bu ”hayali” yatırım işinin ”gerçek” şekilde devam ettiğini göstermekti. Bunu da, şirketin içerisinde görevlendirdiği kendi ekibiyle başarıyordu. Müşterileri adına hisse senedi alıp sattığını, sahte işlem evrakları düzenleyerek gösteriyordu. Şirketinde çalışan yazılımcıların kurmuş olduğu yazılım sistemi sayesinde, şirketin yatırımcıları hangi hisselere sahip olduklarını bu programdan öğrenebiliyordu. Böyle bir düzenbazlık sistemi kurulmasaydı her şey çok hızlı bir biçimde gün yüzüne çıkardı. Bu bölümde, Bernie Madoff’un tutuklanmasının ardından soruşturma sürecinde kendisine yöneltilen soruları cevapladığı kısa bölümlere de yer verilmiş.

Harry Markopolos

İşler bir yandan büyümeye devam ederken Madoff’un şirketinin kârlılığı, sektördeki diğer rakip firmalar nedeniyle düşmeye başlamıştır. Diğer bir yandan, gün geçtikçe şirketiyle ilgili daha ciddi araştırmalara konu olmaya başlamıştır. Finans sektörü içerisindeki birtakım kişiler, Madoff’un yatırımcılarına uzun süre bu kadar düzenli getiri sağlamasının imkansıza yakın olduğunu ve bu getiriyi daha farklı yollardan elde ettiğini düşünmeye başlar. Daha önce sitemizde biyografisine yer verdiğimiz Bernie Madoff içeriğimizde de bahsetmiş olduğumuz üzere, Harry Markopolos yaptığı araştırmalar sonucunda elde ettiği delilleri ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (Securities and Exchange Commission (SEC)) sunarak uyarıda bulundu.

Madoff’un uzunca bir süre SEC tarafından araştırmalara konu olmamasının önündeki en büyük etken, Wall Street’teki en etkili kişilerden birisi olmasıydı. Finansal sektörün gelişmesi için sürekli olarak aktif görev alan ve oldukça nüfuzlu birinden, insanları dolandırması beklenemezdi. SEC, 1990’lı yılların başında bu durumu görmezden gelse de 2000’li yılların başında sonunda incelemeye karar verdi. Madoff’un kurmuş olduğu sözde ”yatırım” gerçekte ise ”ponzi sistemi” açığa çıkmaya yüz tutmuştu. Üçüncü bölüm ”Görmedim”, Madoff’un araştırmalara ve SEC tarafından ilk incelemelere ilişkin yaşamış olduğu süreci konu ediyor. Bu bölümde, Harry Markopolos’un bu süreçte yaptığı araştırmalar ve ponzi sistemini nasıl açığa çıkarttığına dair açıklamaları da yer alıyor.

Madoff’a yönelik yapılan finans haberleri, araştırmalar ve resmi kurumlardan yapılan incelemeler onu yıldırmadı. İşleri beklediğinden de iyi gitti ve 2006 ile 2007 yılları arasında büyük paralar kazandı. Bu sayede lüks yaşamaya başladı. Fransa’daki konağına özel jeti ile sürekli olarak gidip gelmeye başladı. Burada, yeni aldığı yatıyla oynuyordu. Fakat, her kötüye giden şey sürekli olarak kötüye gitmeyeceği gibi her iyiye giden şey de sonuna kadar iyiye gitmeyecekti. 2008 yılında yaşanan finansal kriz Madoff’un sonunu getirdi. Krizden kaynaklı olarak insanlar paralarını çekmek istediler fakat Madoff bu çekim taleplerinin tamamına yanıt veremedi çünkü ortada bu kadar nakit yoktu.

Sonunda, eşine ve çocuklarına, kurmuş olduğu yatırımın şirketinin aslında bir ponzi sistemi olduğunu itiraf etti. Madoff’un oğulları Mark ve Andrew, babalarını ihbar etti ve ertesi gün Madoff göz altına alındı. Madoff tutuklanmasının ardından suçunu kabul etti. Bu zamana kadar yaşanılan en büyük ponzi sistemiydi ve 64.8 milyar dolar büyüklüğündeydi. Binlerce kişi birikimlerini kaybetti. Bernie Madoff, 29 Haziran 2009 tarihinde 150 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 14 Nisan 2021 tarihinde hayatını kaybeden Madoff, yaklaşık 12 yıl boyunca hapishanede kaldı.

Dördüncü ve son bölüm ”Güvenin Bedeli”, Madoff’un ponzi sisteminin çökmesinin ardından yaşananları konu ediyor. Bu bölümde, ona güvenerek yatırım yapan mağdurların paralarının nasıl buhar olup ortadan kaybolduğu, uzun yıllar boyunca birikim yapan kişilerin bu birikimlerinin bir anda uçup gitmesi sonucunda hayallerinin yıkılışına yer veriliyor.

Geçtiğimiz günlerde sitemizde paylaştığımız içeriğimizde, Bernie Madoff’un 40 yıldan uzun bir süre boyunca sürdürmüş olduğu bu ponzi sisteminin hikayesini ele almıştık. Döneminde, Wall Street’in en etkili finansçılarından ve finans sektörünün gelişmesinde en nüfuzlu kişilerden birisi olan, kurduğu ponzi sistemi ortaya çıktığında ise ”finansal seri katil” olarak anılan Bernie Madoff’un yükselişini ve çöküşünü konu edinen bu belgesel, yine sitemizde paylaştığımız Netflix Üzerinden İzleyebileceğiniz Ekonomi ve Finans Alanında 20 Belgesel isimli bir başka içeriğimizdeki listede de yer almaktaydı. Ayrıca, daha fazla öneri ve inceleme için sitemizin belgesel bölümünü takip edebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu