Biyografi

Charles Ponzi Kimdir? Adını Verdiği Ponzi Sisteminin Hikayesi Nedir?

Charles Ponzi, 3 Mart 1882’de İtalya’nın kuzeyindeki Lugo kasabasında doğdu. Ponzi, varlıklı bir aileden gelmekteydi. Ancak aile daha sonra maddi açıdan zor zamanlar geçirdi. Ponzi’nin söylediğine göre ebeveynleri Oreste ve Imelda Ponzi, o doğduğunda yoksulluğun sınırına gelmiş zengin bir İtalyan ailesinin parçasıydı.

Ponzi’nin erken yaşlarda suça eğilimli olduğu, ailesinden ve hatta kilise rahiplerinden hırsızlık yaptığı söylenmektedir. Ponzi, genç bir adamken posta işçisi olarak çalışmaya başladı, ancak kısa bir süre sonra Roma La Sapienza Üniversitesi’ne kabul edildi. Bunun üzerine, Roma’daki Sapienza Üniversitesi’ne gitti. Kendi ifadesine göre örnek bir öğrenci değildi. Kendisinden daha zengin olan arkadaşları üniversiteyi “dört yıllık bir tatil” olarak görüyordu ve Charles Ponzi de onları barlarda, kafelerde ve operada takip etmeye meyilliydi. Bu durum Ponzi’nin tüm parasını harcamasına neden oldu ve dört yıl sonra beş parasız ve diplomasız kaldı.

Üniversite yıllarında, şöhret ve servet bulmak için Amerika’ya giden diğer İtalyanların hikayelerini duymuştu. Bu dönemde çok sayıda İtalyan genç ABD’ye göç ediyor ve varlıklı bireyler olarak İtalya’ya dönüyordu. Ponzi, ailesini eski sosyo-ekonomik statüsüne döndürmek amacıyla bunun kendisi için açık kalan tek yol olduğuna karar vermişti. Bu durum, onu da aynı şeyi yapmaya teşvik etti ve 1903 yılında İtalya’dan Amerika’ya göç etti. 

Charles Ponzi, 15 Kasım 1903’te S.S. Vancouver gemisiyle Boston’a vardı. Gemiye bindiğinde cebinde 200 doları olan Ponzi’nin, gemiden indiğinde sadece 2,5 doları kalmıştı. Yolculuk sırasında hayat birikiminin tamamını kumarda kaybetmişti. Kısa sürede İngilizce öğrendi ve sonraki birkaç yılını Doğu Kıyısı’nda ufak tefek işler yaparak geçirdi, sonunda bir restorana bulaşıkçı olarak işe girdi ve garsonluğa kadar yükselmeyi başardı, ancak hırsızlık ve müşterilere eksik ödeme yaptığı gerekçesiyle kovuldu.

Amerika’ya geldikten sonra bir dizi işte çalışan fakat bir türlü dikiş tutturamayan Charles Ponzi, Kanada’nın Quebec eyaletindeki Montreal şehrine taşındı ve şehre gelen İtalyan göçmenlere hizmet vermek üzere Luigi “Louis” Zarossi tarafından Saint Jacques Caddesi’nde yeni açılan Banco Zarossi‘de veznedar yardımcısı oldu.

Charles Ponzi, “Paul’e ödeme yapmak için Peter’i soyma” planını ilk kez Banco Zarossi’de gördü (buna daha sonra Ponzi şeması veya Ponzi sistemi denilecekti). Zarossi banka mevduatlarına %6 faiz ödüyordu -ki bu tutar o zamanki mevduat faiz oranının iki katıydı – ve bu sayede banka hızlıca büyüyordu. Ponzi sonunda banka müdürlüğüne kadar yükseldi. Ancak, bankanın sorunlu gayrimenkul kredileri nedeniyle ciddi mali sıkıntı içinde olduğunu ve Zarossi’nin faiz ödemelerini yatırımlardan elde edilen kârla değil, yeni açılan hesaplara yatırılan parayla finanse ettiğini öğrendi. Banka sonunda iflas etti ve Zarossi bankanın parasının büyük bir kısmıyla Meksika’ya kaçtı.

Banka battığında işini kaybeden Charles Ponzi, sık sık tekrarladığı gibi suç işlemeye tekrardan koyuldu ve bunun sonucunda Quebec’te sahtecilik suçundan üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Serbest bırakıldıktan sonra İtalyan göçmenlerin Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçırılmasına yardım etmeye başladı. Bu çabası sırasında yakalandıktan sonra Atlanta’da iki yıl daha hapis yattı.

Hapisten çıktıktan sonra Boston’a geri döndü. 1917 yılında Boston’a döndüğünde artık 35 yaşında olan ve hayatı boyunca zengin olma hayalleri kuran Charles Ponzi, burada çeşitli işlerde çalıştıysa da, yine başarısızlıkla sonuçlandı.

Charles Ponzi, 1919 yılının yazında Boston’da küçük bir ofis kurarak Avrupa’daki bağlantılarına iş fikirleri satmaya çalıştı. Bir İspanyol şirketinden reklam kataloğu talep eden bir mektup aldı. Zarfın içinde, yerel posta pulları karşılığında diğer çeşitli ülkelerde kabul edilen bir tür kupon olan uluslararası posta cevap kuponu (UPCK) (International Reply Coupon (IRC)) buldu. Ponzi, bu kuponları bir ülkede satın alıp başka bir ülkede kullanmak için döviz kuru farklılıklarından yararlanmanın para kazandırma potansiyelini hızlıca fark etti.

Ponzi, arbitraj olarak bilinen bir uygulamayı keşfetmişti: bir varlığın iki farklı piyasada aynı anda alınıp satılması. Bu sayede, fiyatlardaki küçük farklar mütevazı bir kâr elde edilmesini sağlamaktaydı. İtalya’da kuponları tek bir fiyata satın almak ve bunları ABD’de daha yüksek fiyatlı posta pullarıyla takas etmek, büyük ölçekte yapıldığında önemli bir kâr yaratacaktı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki enflasyon, İtalya’da ABD doları cinsinden ifade edilen posta ücretini büyük ölçüde düşürmüştü, böylece bir UPCK İtalya’da ucuza satın alınabilir ve daha yüksek değerli ABD pulları ile değiştirilebilir ve daha sonra satılabilirdi. Ponzi, harcamalar ve döviz kurları sonrasında bu işlemlerden elde edilen net kârın %400’ü aştığını iddia etti.

Bir fırsat gören Ponzi, UPCK planını uygulamak için mevcut işinden ayrıldı, ancak daha düşük performans gösteren Avrupa para birimlerinden UPCK satın almak için büyük bir sermaye harcamasına ihtiyacı vardı. Önce aralarında Hanover Trust Company’nin de bulunduğu birkaç bankadan borç para almaya çalıştı, ancak bankalar ikna olmadı ve şirketin müdürü Chmielinski ona borç vermeyi reddetti.

Daha sonra Ponzi, halktan para toplamak için bir anonim şirket kurdu. Ayrıca Boston’daki birkaç arkadaşına giderek, bankaların yıllık sadece %5 faiz ödediği bir ortamda, yatırımlarını 90 gün içinde ikiye katlayacağını vaat etti. Onlara, uluslararası posta cevap kuponlarından (UPCK) elde edilen büyük getirilerin böylesine inanılmaz kârlar elde etmeyi kolaylaştırdığını açıkladı. Bazı insanlar yatırım yaptı ve söz verildiği gibi 1.250 dolarlık ilk yatırımlarına karşılık 750 dolar faiz aldılar.

1920 yılının Ocak ayında, planı desteklemek için kendi şirketi olan “Securities Exchange Company”yi (Menkul Kıymetler Borsası Şirketi) kurdu. İlk ay 18 kişi toplam 1.800 dolar ile şirketine yatırım yaptı. Daha yeni bir grup yatırımcıdan elde ettiği parayla, hemen ertesi ay onlara ödemeyi yaptı. Normalde, yatırımcılardan elde edilen fonların ABD’de kullanılacak UPCK’ları satın almak için kullanılması gerekiyordu. Charles Ponzi bunun yerine yeni yatırımcılardan elde ettiği fonları eski yatırımcılara ödeme yapmak için kullandı.

Bunu neden yaptığını açıklayan Ponzi, Dünya Posta Birliği’ni (Universal Postal Union (UPU)), kupon ödeme planını öğrendikten sonra UPCK’ların satışını askıya almakla suçladı. Charles Ponzi, askıya alma kararını aşmaya çalıştıktan sonra “Paul’e ödeme yapmak için Peter’i soyma” planına geçti. Bir süre için işe yaradı. 1920’nin ilk sekiz ayında 15 milyon dolar (2022 değeriyle 220 milyon dolar) kazandı. Yatırımcılara, yurtdışında kendisi için UPCK’lar satın alan ve ABD’de düzenli bir kâr karşılığında kullanabileceği ayrıntılı bir acente ağı oluşturduğunu söyleyerek planı devam ettirdi. Aslında, kupon alıcılarından oluşan ayrıntılı bir ağ yoktu; eski yatırımcılara ödeme yapmak için yeni yatırımları kullanıyordu.

Temmuz 1920’de Boston Post gazetesi, Charles Ponzi’nin net servetini 8,5 milyon dolar olarak gösteren gurur verici bir ön sayfa haberi yayınladı. Ancak Ponzi’nin zenginliği ve şöhreti hızlı bir şekilde artarken, kısa süre sonra onun işleriyle ilgili şüpheler de ortaya çıktı. Kısa bir süre içinde bu kadar yüksek getiriyi garanti etmesinin imkansız olduğunu iddia eden bir finans yazarına dava açtı. Yazarın iddialarını kanıtlayamaması nedeniyle davayı kazanmasına rağmen Ponzi giderek daha fazla incelemeye alınmaya başlandı.

Finans gazetecisi Clarence Barron adlı bir muhabir, müşterilerine bu kadar fahiş getiriler sunmasına rağmen Charles Ponzi’nin kendisinin sözde planına yatırım yapmadığını tespit etti. Bunun yerine Ponzi daha önce gazetecilere kendi parasını gayrimenkule, hisse senetlerine ve tahvillere yatırdığını söylemişti ki bu da şu soruyu akla getiriyordu: Neden kendisine maksimum yüzde 5 getiri sağlayacak geleneksel varlıkları, yüzde 50 getiri sağladığını iddia eden kendi planına tercih etti? Barron ayrıca Ponzi planı aracılığıyla yapılan yatırımların hacmini karşılamak için yaklaşık 160 milyon kuponun alınıp satılması gerektiğini, ancak dolaşımda yalnızca 27.000 kuponun bulunduğunu hesapladı.

Clarence Barron’un bulgularının çoğu Temmuz 1920’de The Boston Post gazetesinin manşetinde yer aldı. Birçok yatırımcı hala onun yanında yer almayı tercih etse de, Ponzi dolandırıcılığının yavaş yavaş çözülmekte olduğunu fark etmiş olmalıydı. Kamuoyundaki imajını güçlendirmek için reklamcı William McMasters’ı tuttu; ancak müşterisinin yalanlarla dolu olduğunu fark eden McMasters, bunun yerine Ponzi’yi basında suçlamayı tercih etti.

Ertesi ay, Ponzi’nin ofisi düzenleyiciler tarafından basıldı. İşyerinde yapılan bir denetimde toplam 61 dolar değerinde posta kuponuna sahip olduğu ve sadece iki adet UPCK sattığı ortaya çıktı. The Post ayrıca Ponzi hakkında bir başka manşet haber daha yayınladı ve bu kez Montreal’deki suç faaliyetlerini ve Banco Zarossi’deki rolünü detaylandırdı. Ponzi sonunda yetkililere teslim oldu ve federal hükümet tarafından posta dolandırıcılığıyla suçlandı. Üç buçuk yıl hapis cezasının yanı sıra eyalet suçlamaları nedeniyle dokuz yıl daha hapis yattı. Cezasının tamamını çektikten sonra serbest bırakılması üzerine İtalya’ya sınır dışı edildi ve hayatının geri kalanını yoksulluk içinde geçirdi. Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde 1949 yılında öldü.

Charles Ponzi sonunda yaptıklarından kesinlikle sorumlu tutulmuş olsa da, onun örneği o zamandan bu yana geçen yaklaşık yüz yıl içinde başkalarının da benzer planlar yapmasını engellemedi. En son ve belki de en dikkate değer olanı, yatırım şirketindeki mevcut yatırımcılara ödeme yapmak için yine yeni yatırımcı fonlarını kullanan Bernard Madoff tarafından yürütülen ponzi sistemi oldu. Madoff 2008 yılında dolandırıcılıktan suçlu bulundu ve 150 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ponzi’nin yatırımcıları, dolar başına 30 sentten daha az para alarak büyük bir kayıpla karşı karşıya kaldılar. Yatırımcılar 1920 yılının dolar tutarıyla yaklaşık 20 milyon dolar (2022 yılının doları olarak yaklaşık 222 milyon dolar) kaybetmiştir. Karşılaştırmak gerekirse, Bernie Madoff’un 2008 yılında çöken benzer sistemi yatırımcılarına yaklaşık 18 milyar dolara mal olmuştur ki bu da Charles Ponzi’nin kurmuş olduğu sistemin 53 katıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu